17 Ocak 2016 Pazar

OTİZM VE OTİZMLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ

OTİZM VE OTİZMLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ

Caner Baştuğ – Edvin Bekteşeviç

  Çoğunlukla kalıtsal bir özellik olarak çocuğa geçen Otizm, gerek tedavi ve eğitim yöntemleri konusunda özellikle incelenen bir alan. Akdeniz Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Nesrin Sönmez, otizm konusunda görüşlerini bu söyleşide paylaştı.


Otizm tanısı koyulurken dikkat edilmesi gereken belli başlı şeyler nelerdir?
Bu soruyu şöyle düzeltelim:
Otizm nedir? Otizmin belirtileri nelerdir? Otizm teşhisi nasıl konulur?

  Otizmin belirtileri yaşamın ilk 3 yılında çıkmaktadır. Günümüzde otizm tanısı genellikle 3 yaşına kadar konamasa da, bazı çocuklar 1 yaşına gelmeden bazı önemli işaretleri olabiliyor. Nedir bunlar? Bebek, kendisiyle en yakından ilgilenen kişileri tanıdığını gösteren tepkiler vermez; eliyle nesneleri, kişileri işaret etmez. Göz kontağı kurmaz. Karşılıklı oyunlara katılmaz. Kucağa alınmak istendiğinde kollarını uzatmaz. Bakımveren kişiler yanından odadan ayrıldığında tepkisiz kalır. Hareket ya da sesleri taklit becerisi yoktur. Ya hiç konuşmaz ya da konuşmayı bir iletişim aracı olarak kullanmaz. Adına tepki vermez.  Başını, ellerini, bedenini sallama gibi tekrarlayan davranışlar görülebilir.

  Otizmin en karakteristik belirtileri arasında göz kontağı kuramama, çevreyle sosyal etkileşim içine girememe, ortak dikkat becerisinin olmaması ve taklit becerilerindeki sınırlılıklardır. Bunların yanında bazıları, konuşma gelişse de konuşmayı bir iletişim aracı olarak kullanmayabilirler. Karşıdaki kişinin konuşmalarını papağan gibi tekrarlama görülebilir. Dönen nesnelere aşırı ilgi, ses ve kokulara aşırı hassasiyet, nedeni bilinmeyen öfke nöbetleri, takıntılı davranışlar görülebilir. Oyuncaklarla işlevine uygun oynamayabilir. Çevreye karşı son derece ilgisizdir.

  Yukarıda sayılan belirtileri genellikle aile üyeleri ve yakın çevre ilk olarak fark etse de bazen çocuk doktorları da fark edebilmektedir. Bu konuda ilk başvurulacak kişi çocuk psikiyatrisidir. Uzman hekim DSM-IV tanı kritelerine uygunluk açısından çocuğu gözlemler, aileyle görüşür, yakınlarıyla görüşür, gelişimsel tarama ve bir takım testleri uygulayabilir. Sonuçta kriterlere göre kararını verir.


-Anne ve babalara tanının ardından nasıl davranmalarını önerirsiniz? ne yapmalarını önerirsiniz?

  Bu çok kapsamlı bir soru. Ancak anne babaların ve hatta anne baba adaylarının bu konuda bilgilendirilmesi şart. Erken belirtiler fark edilip erken eğitime alındığında çok güzel sonuçlar elde edilmektedir. Tanı aldıktan sonraki süreçte anne baba bir takım psikolojik süreçlerden geçmekte ve en sonunda kabullenmektedir.  Kabullenme son derece önemlidir. Artık bir sorun olduğunun farkındadır suçluluk duygusunu öfkesini bir kenara bırakmıştır. Çocuğunun problemini çözecek bir merci arayışına girmiştir. Bu noktadan sonra bulundukları il ya da ilçeye bağlı Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ne başvurmalılar. Merkezde eğitsel değerlendirme yapıldıktan sonra özel eğitim almasına yönelik karar çıkar. Bu raporla bulundukları bölgede hizmet veren bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine gidip zaman kaybetmeden özel eğitime başlamalıdırlar. Otizmde erken tanı ve sonrasında verilen yoğun bir özel eğitim süreci ile pek çok çocukta otizm belirtileri yok olmaktadır. O nedenle özellikle bu konuda eğitim almış eğitimciler ile yola çıkılması çok önemlidir.

-Özel eğitimin otizmdeki önemi nedir?

  Belirttiğim gibi özellikle erken yoğun eğitim ile otizm belirtilerinden kurtulmak çoğu zaman mümkündür. Bu konuda yapılmış bilimsel kanıta dayalı çalışmalarda bu sonuçlar gösterilmiştir. Otizmin eğitimden başka bilinen bir etkili çözümü yoktur. Özellikle bilimsel dayanağı olan uygulamalar (Uygulamalı Davranış Analizi) ile oldukça yol katedilmektedir. Ancak bu yoğun eğitim oldukça pahalıya mal olabilmektedir. Devletin desteği olmakla birlikte oldukça minimal ve yetersiz kalmaktadır. Aileler kendi imkanları ile bu eğitime katılabilmekte çoğu çocuk da ekonomik durumdan dolayı yararlanamamaktadır. Okul öncesi dönemde belirtileri görülen ve erken eğitimle çözülebilecek bu problem, erken eğitim fırsatı olamayan çocuğun ve ailenin ömür boyu sürecek bir mücadele sürecine dönüşmektedir. O nedenle özel eğitim zorunlu ve gereklidir.  

-Otizmli çocuklara uygulanan eğitim yöntemlerde tek bir yöntemin mi yoksa birden fazla yöntemin mı kullanılması doğru olur?
  Her çocuk birbirinden farklıdır. Buna şu yöntem şuna şu yöntem etkili gibi bir şey söyleyemiyoruz o yüzden. Ancak otizm belirtileri gösteren çocuklarla uygulanan çok farklı yöntemler arasından etkililiği kanıtlanmış olanları öğretmek istediğimiz beceriye göre seçebiliyoruz.  Çoğu zaman birden fazla yöntemi bir arada kullanmak gerekiyor zaten. Ama burada önemli olan nokta tekrar belirtiyorum bilimsel dayanakları olan yöntemlerin seçilmesidir.

-Eğitim ile otizmin tedavisi ne kadar mümkün?
  Erken teşhis ve erken yoğun davranışsal eğitimle sonuç alınamayan çocuk neredeyse yok gibidir. Ancak otizm yelpazesinde çok farklı çocuklar var. Hafiften ağıra doğru bir sınıflama yapmak belki daha doğrudur. Genellikle çok ağır çocuklarımıza ve özellikle erken eğitim fırsatını kaçırmış çocuklarımıza hayatı boyunca bir yetişkin yardımı gerekli olacaktır. Ancak orta ya da hafif düzey olanlarda ve özellikle de erken eğitim almış olanlarda başarı şansı yükseliyor.

-Teknoloji (özellikle de televizyon) otizmi nasıl etkiler?

  Otizmli olacak çocuğu anne karnında belirleyebilecek bir teknoloji yok. Çocuk doğduktan sonra bahsettiğim belirtileri göstermeye başlar. Bu sırada çevresel uyarıların yoksunluğu bu problemin daha da erken çıkmasına ya da derinleşmesine hizmet edebilir. Televizyon, bilgisayar, akıllı telefon ya da tablet gibi teknolojik araçlara otizmli çocukların ilgisi oldukça fazla olmaktadır. Özellikle de televizyon seyretmek son derece zarar verebilmektedir. Çocuk zaten kendini iletişime kapatmışken bir de televizyon ile tamamen dışarıya dış uyarılara kendini kapatmasına neden olmaktadır. Televizyon karşısında duruyor saatlerce izliyor ve bu sırada çevresinde olan bitenle hiç ilgilenmiyorken yakınındakiler (özellikle de bakıcılar) kendi rahatlarını düşünerek buna izin veriyorlar. Ancak bu onun zararına olmaktadır. Çocukların bol uyarıcıya ihtiyacı vardır bu dönemde. Bunlardan mahrum bırakacak her türlü etkinlik çocuğun daha da kötüleşmesine, bağımlı olmasına, kapatıldığı an öfke nöbetleri geçirmesine neden olur. Bu da ebeveynleri kısırdöngüye sokar. Bizim ilk önerdiğimiz şeylerden biri televizyonu tamamen kapatın olmaktadır. Otizmli çocukların teknoloji merakını bilerek bu konuda yazılımlar geliştirilmekte özellikle tablet uygulamaları ile bu merakın bir öğretici materyal haline dönüşmesi sağlanmaktadır.


0 yorum :

Yorum Gönder

 

KIDIES ÇOCUK HABERLERİ Template by Ipietoon Cute Blog Design

Blogger Templates