16 Ocak 2016 Cumartesi

EBEVEYNLERE ÖNERİLER




                                                                                                                                    Didem Uzun




Marmara Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü mezunu Hatice Bilekoğlu ile velilerimize yardımcı olacak güzel bir söyleşi yaptık.



Eğitimde aile çocuk ilişkisi önemli midir ?

Çocuklarımızın başarılı olmasını istiyoruz ebeveyn olarak. Hatta bazen çok aşırıya kaçıyoruz hırs yapıyoruz bu konuda filancanın oğlu şöyle başarılı falancanın kızı şurayı kazanmış diye.
Fakat çok önemli bir konuyu göz ardı ediyoruz insanlar farklıdır. Yani bizler buna bireysel farklılıklar diyoruz .Bu konuya algılama,çevresel faktörler, aile içi iletişim ve de özellikle özgüveni yani benlik saygısı ön plana çıkıyor. 

Benlik saygısının okul başarısına katkısı nedir?
Bence başarının anahtarıdır diyorum. Kendisini tanıyan neler yapabileceğinin farkında olan bireyler hayattaki beklentilerinin arkasında dururlar ve bu konuda çalışma gösterirler.
Ama bu özgüven tohumlarının ailede atılması gerektiğini de unutmamak gerekiyor. Herkesin her konuda  başarılı olması zaten beklenemez ailenin öncelikle bunu kabullenmesi ve çocuğunu da bu doğrultuda  desteklemesi başarıda önemli rol oynar.

Destekleyici ve güven verici ebeveyn nasıl olur ?
Destekleyici ve güven verici ebeveyn olmak çok kolay ama işlevde zor gibi görünür. Bence en kolay anahtarı çocuğumuzu bir birey olarak görmek ve her ne olursa olsun kaç yaşında olursa olsun onun fikirlerine saygı duymak.
Burada yine göz ardı ettiğimiz bir olguda çocuğumuz evet bizim bir parçamız olabilir bizim genlerimizi taşıyor olabilir ama kendine münhasır bir kişilik geliştirmekte olduğunu kabullenmek. Bence ebeveynlerde görmüş olduğum en önemli yanlış bu “O benim çocuğum…..”
Kabul o bizim çocuğumuz ama kendi kararlarını alabilme özgürlüğüne sahip olmalı işte bence görevin zorluğuda burada yanlış bile olsa sabırlı olarak onu yönlendirmeyi başarabilmek.
Ben dili burada önemli “ben olsaydım” diye başlayan kelimeler daima kışkırtıcıdır ve yanlışa yönlendirir. Onun yerine “ben senin bunu başaracağını biliyorum ama istersen sana yardımcı olabilirim” diyebilmek onu destekler ve ihtiyaç duyduğunda yanında biri olduğunun güvencini verir.
Ebeveyn olarak nerde durmak gerektiğini bilmek önemli, ne önünde ne de arkasında daima yanında ihtiyaç duyduğunda ilk bakacağı yerde olabilmek. 

Çocuklara özgüven nasıl kazandırılır ?
Bir önceki konuyu açmak gerekirse. Hayat zorluklarla ve mücadele ile büyümenin bir bütünüdür zaten. Çocuğumuzda büyümek ve en az bizim kadar kendini ifade edebilecek düzeye gelebilmek için bir çok davranışı yapmalı ve yanlışı görmelidir.
Örneklendirecek olursak ;
" Onu elleme kızarım. Şuraya çıkma düşersin. Bunu elleme . Burada oturacaksın ! "
Bu gibi kurulan bir çok cümle hep çocuğumuza olan tepkilerimizi dile getiriyor, çocuğumuzun  bizi bu konuşma düzeyi ile anlamasını bekliyoruz.
İletişimde olgu,olay ve sonunda hissettiğimiz duyguyu anlatabilmemiz çok önemli. Karşılıklı konuşmalarımızda buna dikkat ederken çocuklarımızla konuşurken göz ardı ediyoruz.
“Onu ellemen senin için kötü olabilir kırılırsa sen çok korkarsın bende buna çok üzülürüm”
“Şurası biraz yüksek eğer düşersen canın yanar bende buna üzülürüm ama istersen çıkmana yardımcı olabilirim.”
“Şimdi biraz sabırlı olmamız gerekiyor evet sıkılabilirsin bende sıkılıyorum benimle burada oturur musun daha sonra seninle daha keyifli bir yere gideriz.”
Bunları yapmak zor olmasa gerek yani çocuğumuz büyürken öğrenen, gözlem yapabilen bir birey onun hayata farklı yönden bakabilmesi adına biraz daha özverili olmalı diye düşünüyorum.  

Sayın hocam doğru söylüyorsunuz ama bazı çocuklar var ki isteklerini ağlayarak yaptırmak isteyen, onlara nasıl davranmalıyız ?
Bu konuda da çok yanlışlarımız var. Öncelikle bizim bir çocuğumuz olduğunu kabul etmemiz gerektiğini söylüyorum hayatta bir çok şey yaşamış olabiliriz neticede bizlerde bir hayat yaşıyoruz.Ama unutmamamız gereken bizim çocuğumuz bizim hayat merkezimiz değil, ailemizin bir ferdi olduğudur. Herkez anne baba olabilir.Bizler bu olayı doğa üstü algılayarak hayatımızın odak noktasına çocuğumuzu yerleştirirsek işte hatalar burada başlar.Tüm hayatımızı ona göre belirlemeye başlarız ve belli bir zaman sonunda da kendimize ayıramadığımız zaman bizleri yormaya başlar. Bundan sonrada biyolojik bağı bizimle olan çocuğumuza mutsuzluğumuzu yansıtmış oluruz. Mutsuz olan bireyler için her şey bir sorundur şöyle bir kendimize bakalım. Çocuklar içinde fark yok, mutsuz çocuk doyumsuz çocuk. Ağladığı zaman onunla ilgilenildiğini düşündüğü için kendine böyle bir çıkış bulmuştur.
Bir diğer neden ise vaktinden önce ebeveyn olan hazır olmayan ebeveynlerin yaptığı hatalarda saklıdır. Çocuğumuza etiketliyoruz. ”Çok huzursuz hep ağlıyor.” , “Ne yapsak susmuyor çıldırıyorum.", ”Çok huzursuz hiç susmuyor.” Söylemek istediğim şu; çocuk ile özellikle annesi arasında çok güçlü biyolojik bir bağ vardır. Annenin mutlu olması ve sakin olması ve de özelliklede isteyerek onu dünyaya getirmesi çocuğun mutlu olmasında önemli bir etken. Mutsuz, sürekli problem yaşayan, her şeyi sorun haline getiren bir annenin çocuğu da doğal olarak sorunlarını ağlayarak dile getiren bir çocuk olacaktır.

Çocuğu diğer çocuklar ile kıyaslamak ne gibi sorunlara yol açabilir ? 
Ben bu soruya soruyla cevap vermek istiyorum siz başkası ile kıyaslandığınızda neler hissediyorsunuz.? İşte çocuğumuzu yetiştirirken empati yeteneğimizi kullanmalı hatta geliştirmeliyiz. Ben olsam ne hissederdim demeyi öğrenmeliyiz.Bu da ona vereceğimiz zararın, kendi yaşantımızdaki boyutunu daha rahat görmemizi sağlayacaktır.

Çocuğun karnesine nasıl yaklaşılmalı, tatilini nasıl planlamalıyız ?
Çocuğumuzun yaşantısında doğru yerde yer alırsak karnede de sorun yaşayacağımızı sanmıyorum.Ama çocuğumuzu eğitim yaşantısında yalnız bırakıyorsak sonucunu da ona yüklemenin yanlış olduğunu düşünüyorum.Yani bu ki bir suç değildir ama biz öyle görüyorsak bunun ortağının biz olduğumuzu unutmayalım. Derslerindeki başarısızlığının sebeplerininde kendi içimizde çözümünün olduğunu yada yardıma ihtiyacımız olduğunu unutmamak gerekir.

Çocukların internet kullanımına ne gibi sınırlar konulmalı, internet kullanabilmesi için en erken yaş kaç olmalı ?
İnternet konusunda da onları bilinçlendirmeliyiz.Bilgisayarın ne kadar bağımlılık kazandıracağını, bizi nasıl ailemizden ve de sosyal yaşantımızdan uzaklaştıracağını anlatmalıyız.Ama burada da şunu hatırlatmak istiyorum bizler bilgisayar da ve telefonun başında vakit harcayarak ona sen kullanmamalısın dersek bunun çok inandırıcı olduğu sanmıyorum. Hatta çocuğumuzun bize karşı güvenini de sarsmış olacağız. ' Aman canım biraz vakit geçirsin ben kafamı dinleyeceğim. ', zihniyeti zamanla bağımlılığa varacaktır. Çocuğumuzun yapmasını zararlı olduğunu söylediğimiz davranışları bizimde yapmamamız gerektiğini unutmamalıyız.

Çocuk gelişimiyle alakalı son olarak ne söylemek istersiniz ?
Çocuklarımız bizim en değerli varlığımız ama unutmamalı ki onlarda büyüyecek ve bizler gibi ebeveyn olacaklar. Özgüveni ne kadar sağlam olursa ve sevgisini ne kadar korkusuzca gösterebiliyorsa mutlu bir insan olmuş demektir.  


0 yorum :

Yorum Gönder

 

KIDIES ÇOCUK HABERLERİ Template by Ipietoon Cute Blog Design

Blogger Templates